Onu çok seviyordm. ama beni aldatmasının bir sebebi varmış .ona hiç sevgimi göstermiyormuşum .ama onu cok seviyordum ben sevgimi belli ediyorum ama korkuyordum hemde çok korkuyordum .eğer ona çok bağlanrsam ayrıldığımda buna dayanamazdım .ama korktugum başıma geldi.ßiqün 4 günlük bir çıktıgı kız facebookta bana msj gönderdi.bana sen H....La çıkıyorumusun bnde çıkıorum ddi .ve en acısı bunu sevgilimin ağzından duymak oldu .onu asla affetmedim ve affetmeyeceğim .bu bana çok koydu .beni seviyordu ama bni aldattı . blkide bni hiç sevmemişti .ama biliorum yaklaşık 4 ay gecti aklıma gldikçe çıldırıorum .önceleri çok ağlıyordum .ama artık ağlıyamıorum çünkü qözlerimden yaş gelmiyor.ßu olay bnm başımdan gçti ...ve hala bazen obu düşünüyorm ..unutamadım
GÖKÇE ALTINIŞIK
Aldatma konusu bana göre göreceli. Yaşadığımız ülkede herkesin birbirini acımasızca aldattığını, hayatlarını bir yalan üzerine kurduğunu, isteyerek ve bilerek de bu duruma katlandıklarını düşünüyorum. Aldatıldığınız ya da aldatmayı seçtiğiniz zaman en çok aldanan kendimiz olmaz mıyız? Ben bunu yıllardır sorgularım. O kadar ucuz kadın, o kadar kalitesiz erkek var ki ve hayat onlara göre o kadar kısa ki; bir an önce mutlulukları yaratmak, yatağa atmak, sonra boşalmak, ondan sonra da üzerine bir sigara yakmak mıdır aldatmak? Yoksa sadece ticari bir ilişkiden ibaret olan evliliklerde ya da birlikteliklerde başka bir tene dokunmadan, o insanın tüm kaynaklarını kendiniz için kullanmak mıdır? Sadakat nedir? Aldatmanın karşılığı mıdır gerçekten? Ben eşimi aldattım. Çünkü bir erkeğe artık seninle olan birlikteliğimin hiçbir heyecanı kalmadı diyemedim çok istememe rağmen. Eve gelip her günü bir önceki günün kopyası gibi bana yaşatan biriyle nasıl bir ömrü paylaşabilirdim ki. Beni aldattığını bildiğim halde nasıl ona masum eşi oynayabilirdim. Ona bunları çok söylemek isterdim ama o beni aptal sanmaya devam etsin istedim. Erkekler için kadınlar üçe ayrılıyor: çıtırlar, kıtırlar bir de katırlar.
PINAR ALTUĞ
Deli gibi severken ve sevildiğini hissederken aldatılmak. Hala bunun bir rüya olduğunu ve bir gün yine onun tatlı sesiyle uyanacağımı düşünüyorum. Onu hala sevmek istiyorum ve bunun için hatayı kendime yüklüyorum. Zavallı kadınlar. Aldatan da, aldatılan da sizsiniz aslında.
MERVE SEVİ
Partnerimle bir akşam evlerinde oturuyor ve sohbet ediyorduk. Daha sonra beklenen sonun olması için yatak odasına geçtik. Yatakta sadece ve sadece kendini düşünen biri olduğundan hiç zevk almamıştım, ama bir o kadar da istekliyim. Ve ertesi günü benden de yaşça küçük olan ablamın kaynını çağırdım yanıma ve harika bir gün geçirdim. Ben partnerimi bu kişiyle hep aldatıyorum, çünkü yatakta inanılmaz.
SEDA
Ekim ayında tam 1 sene olacak eşimi aldatmaya başlayalı. Bu zaman süresince ayda en az bir iki kez onu aldattım. Ama bu konuda istikrarlıyım çünkü hep aynı kişi. Tek problem o kişinin arkadaşımız olması. Ama cinsel anlamda o kadar mükemmel anlaşıyoruz ki, gözümüz başka bir şey görmüyor. Onun eşi de benim eşim de acayip kıskanç, şunu çok iyi öğrendim ki isteyince her şey oluyor, eşinizle günde en az 15 kere telefonla konuşsanız bile isteyince ayarlayabiliyorsunuz.
TAMER KARADĞLI
Aldatmak her iki taraf için de zor bir durum ama, insan her zaman altın tepside daha iyi bir şeyle karşılaşınca da, bu durum kaçınılmaz oluyor. Ben dokuz yıldır çok sevdiğim ve evlenmeyi düşündüğüm birini şu an tabiri caizse aldatıyorum. Fakat nedeni araştırılmalı. Aldatmak neden çözüm gibi görülsün, bunu her iki taraf da konuşarak çözebilir bence. Ben daha denemedim ama ama şunu biliyorum hak etti, kesinlikle hak etti. Bir insanın üstüne bu kadar gelmemeliydi, sevdiğim de olsa yaptım ve pişman değilim.
SEMA
İlk yıldönümümüzde bana tek taş bir yüzük almıştı. Bana bu yüzüğü verirken hiçbir manevi değeri olmadığını, söz veya nişan simgesi olarak görmememi söyledi. Yine de ben o yüzüğü her zaman ters çevirerek alyans gibi kullandım. Bir cuma gecesi bana saat 22:30'da "İyi geceler canım" diye mesaj gönderdi. Cumartesileri çalışmıyor, cuma gecesi bu kadar erken yatması bana tuhaf geldi. Genelde geç saatlere kadar oturur. Mesajı okuyunca boğazımdan mideme doğru sıcak bir sıvının aktığını hissettim. İçim yanıyordu. İlerleyen saatlerde ne zaman baktıysam yüzük ben çevirmediğim halde hep düz duruyordu. Neyse deyip yattım. Cumartesi günü saat 13:00'de onu aradım, annesi hala uyuduğunu söyledi. O zaman gerçekten de ters birşeyler olduğunu anladım ve "Akşam o kadar geç kalmamasını söylemiştim, çok mu geç geldi" dedim. Annesi de dışarı çıktığını bildiğimi zannederek "Ben komşudaydım, saat 23:00'de döndüm. Geldiğimde yoktu, sonra da yattım, kaçta geldiğini bilmiyorum" dedi. Anında titremeye başladım. Dünya başıma yıkıldı. Tek düşündüğüm şey "yine mi" oldu. Evet bunu daha önce de yaşadım. O gün onunla görüştüm ve bana her şeyi itiraf etti. ICQ'da tanışmış... "Bir daha asla" dedi, yine affettim. Çünkü ben bir aptalım.
UTKU
İnsan bir kere sevdi mi artık hiçbir şeyi gözü görmez hale geliyor. Karşısındakine o kadar çok güveniyor ki, sanki o adam dünyanın en kötü erkeği olsa bile onu asla üzmeyecek, onu öyle koruyacak ki dış dünyadan hiçbir kötü düşünce dahi ona zarar veremeyecekmiş gibi geliyor. Doğruların bile değişiyor, onun doğruları artık seni hayatta yönlendiriyor. "Z" dese bile "A"ya, sen onu "A" olarak kabul ediyorsun. Seni birileriyle tanıştırdığında onu tarif ettiği yere koyuyorsun. Evlenmemize sayılı günler kalmışken, evleneceğim adam beni deliler gibi seviyorken hep bahsettiği fakat bir türlü tanışmaya fırsat bulamadığım en sevdiği kankası meğer 3 yıllık sevgilisiymiş. Bunu hala inkar etse de, aramızdaki ilişki ayrıldıktan sonra başladı gibi saçma laflarda bulunsa da en başında kaybetmişti beni. Niye böyle bir oyun oynama gereği duydu anlamıyorum bir türlü. Ben onun hayatına girdiğimde diğeri zaten vardı onun hayatında. Beni çılgınlar gibi sevdiğini söylerken, gözlerinin içi parlardı. Yalan söylemediğini, beni gerçekten sevdiğini biliyorum. Yoksa evlenmek istemezdi. Sürekli beni mutlu etmek için çabalamazdı. İlişkimizde sorun olduğu bir dönemde biraz ayrı kalma taraftarıydık. Aynı evde yaşıyorduk. Bir süre bulunduğum şehri terketme ihtiyacı duydum. Döndüğümde ise ne göreyim: Yatağımda bir kızın uzun siyah saçları. Benim olması imkansız bir renk ve uzunluk. İki saat sonra ne görsem beğenirsiniz? Kapıyı kendi anahtarıyla açan bir kız. Ve ta-ta-taaaam sevgili eşim olacak zırvanın en yakın kankası. Yataktaki saçların sahibi. İşin en komiği de ne biliyormusunuz? İlişkiye ara vermemizin sebebi benim en sevdiğim kız arkadaşımı, erkek arkadaşımın sevmemesi ve eve gelmesini yasaklaması ve arkadaşımın da yanlış anlaşılmaları düzeltmek ve özür dilemek için bize gelmesi. O bizdeyken tesadüf erkek arkadaşım eve geldi ve olan oldu. Biraz ayrı kalalım dedik olmadı. İçeriye giren kız kendini tanıtmayı ihmal etmedi, gayet gevşek bir biçimde ve 3 yıldır birlikte olduklarını onu bana bırakmayacağını söyledi. O an benim dünyam tamamen değişti. Eşyalarımı topladım, tek bir iğne bırakmadan çektim gittim. Bir buçuk yıl oluyor hala peşimde. Eskiyi özlüyormuş. Bir şeyleri yoluna koyup beni istesem de istemesem de kaçıracakmış. Onunla hala berabermiş ama sevmiyormuş. Ya ben bu adamı çok mu aramışım acaba? Ama işte aşk böyle yapıyor adamı... Onu gördüğümde içim kalkıyor artık. Ama o aralarda biriyle tanıştım, bu zamana kadar hala beni havalarda uçuruyor ve her an yanımda. Tabii o günleri de unutmuş değilim. Haftalarca yataktan çıkmadan, alkol komasına girip, gözlerimin yerlerinden çıkacakmış gibi olduğu zamanları hiç unutmayacağım
DENİZ